Dizi & Film & Kitap

Film Önerileri // Kaçıp Gitmeli Filmler

Ben aslında film izlemeyi pek sevmem. 20 dakikalık bir dizinin 10 bölümünü oturup peş peşe izleyebilirim, ama 200 dakikalık bir filmi izlemem pek mümkün değil. O yüzden çok çok nadiren film izlerim, izleyeceğim film konusunda da çok seçici davranırım. Ama izlediğimiz iyi filmlerin de okuduğumuz kitaplar gibi bize çok şey kattığı bir gerçek.

Geçen ay, daha fazla film izlemeye karar verdim ve okuduğum birkaç blogda tavsiye edilen filmlerden seçip izlemeye başladım. Sevdiğim filmleri unutmadan, hala hissettirdikleri tazeyken burada paylaşmak istedim, sizler için de güzel olur diye düşündüm 🙂 Bugün paylaşacağım filmler genel olarak kaçıp gitmeli yani işi gücü bırakıp yola çıkan insanları anlatan filmler. İçinizdeki gezgini açığa çıkaracaklarını düşünüyorum, hazırsanız başlıyoruz!

#1 Into the Wild, Özgürlük Yolu (2007) IMDb: 8.1

Bu filmi muhtemelen izlediniz, izlemediyseniz bile mutlaka duydunuz. Benim için çok önemli bir yeri var bu filmin. İzledikten sonra günlerce etkisinden kurtulamamıştım, izleyeli uzun süre oldu ama tekrar izlemeyi düşünüyorum.

Üniversiteden mezun olduktan sonra işi gücü ailesini ve tüm mal varlığını geride bırakıp yabana doğru yol alan bir gencin hikayesi bu. Genel olarak doğada geçen bir film olduğu için muhteşem manzaralarda harika sahneler var. Yazıdaki filmler arasında en başarılı film bence bu. Filmin benim için ne kadar önemli olduğunu kelimelerle anlatamayacağım sanırım, ama çok sevdiğim bu repliğin sizi de etkileyeceğinden eminim;

Yalnızca çok uzağa gitme riskini göze alanlar yaşamda nereye kadar gidebileceklerini öğrenebilirler.

Filme benim puanım 9,5/10. Sahnelerinin güzelliği için bile tekrar izlenir. Bu film, Ölmeden Önce 100 listemdeki 16.maddenin kaynağı! 🙂 Kanyonda kanoya binmek, en büyük hayallerimden biri şimdi!


#2 the Hours, Saatler (2002) IMDb: 7,6

Bu filmi izlerken kimin kim olduğunu anlamakta güçlük çektim, internetten açıp bakmadan olayı kavrayamadım. O yüzden önce karmaşayı açıklamak istiyorum;

Filmde farklı dönemlerde yaşayan 3 farklı kadın var. Biri Mrs.Dalloway romanını yazan Virginia Woolf, 2 defa intihara kalkışmış ve depresyonda. Diğeri 1949 yılında yaşayan Laura Brown, Mrs. Dalloway romanını okuyor, hamile ve eşinin doğum gününde intihara kalkışıyor. Diğeri ise filmin çekildiği dönemde yani 2002de yaşan Clarissa Vaughan, lakabı Mrs. Dalloway ve AIDS hastası eski sevgilisini yazdığı kitapla ödül aldığı için ona bir parti düzenleyecek.

Kadınlar arasında Mrs. Dalloway romanıyla bir bağ var. Filmin çok etkileyici sahneleri var. Woolf’un kitabı yazma süreci ve yukarıda fotoğrafını koyduğum otel sahnesi favorim.

ooh Mrs. Dalloway always giving parties to cover the silence

Filme benim puanım 8.8/10. Çok etkileyici bir drama olmuş. Her sahneyi merakla bekledim. Bir sonraki sahneyi hiçbir zaman doğru tahmin edemedim. Beni sürekli şaşırtan, düşündüren ve düşüncelerimi sorgulatan bir film oldu. Özellikle kadınlar bence mutlaka izlemeli.


#3 Tracks, Çöldeki Ayak İzleri (2013) IMDb: 7,2

Aslında bu filmi çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Nötr olduğumu söyleyebiliriz. Film, gerçek bir hikayeyi anlatıyor. Robyn Davidson‘ın anılarını yazdığı romanından uyarlanmış bir film bu. Gerçekten yaşanmış olayları işleyen fimleri ve kitapları her zaman daha etkileyici bulmuşumdur.

Yazar, köpeği ve 4 devesiyle Avustralya çölünü aşıp okyanusa ulaşma hedefiyle yola çıkıyor. Yol 2,700 km. Bu süreçte de National Geographic, yazarın yolculuğuna sponsor oluyor ve bir Nat Geo fotoğrafçısı belli aralıklarla gelip fotoğraflarını çekiyor.

Film %90 çölde geçiyor. O yüzden Into the Wild gibi muhteşem manzaralar yoktu. Ben sahnelerini de çok etkileyici bulmadım, bu konuda bahsettiğim ilk iki film kadar etkilemedi beni. Kadın binlerce km yol yürüdü, ama yaşadığı zorlukları hissedemedim. Film, çok hızlı ilerliyor. İzlerken sahneler çok geniş aralıklarla olaylar atlanarak çekilmiş gibi gelmişti. Şimdi düşünüyorum da bir kadın, bir köpek ve 4 deveyle çölde yürüyor. Daha fazla olay olamazdı sanırım.

Filmin, bir “kendini keşfetme” yolculuğundan çok daha fazlasını anlattığını düşünüyorum. Feminist vurgular var, ama bariz değiller. Kadının hissettikleri bile filmde açık değildi, bence kasten üstü kapalıydı. Çünkü genel bir -insanlardan uzaklaşma- amacı var bu yolculukta. Bu filme de işlenmiş diye düşünüyorum. Mia Wasikowska‘nın başarılı oyunculuğuna rağmen beni çok etkileyen bir film olmasa da, kaçıp gitmeli film sevenlerin seveceğini düşünüyorum. Filme puanım 7/10


#4 Wild, Yaban (2014) IMDb: 7,1

Filmde Cheryl, yaşadığı sorunlardan sonra kocasından boşanıyor ve Pacific Crest Trail‘da yürümeye başlıyor. Yürüyüşü sırasında geçmişte yaşadıklarını tekrar tekrar hatırlıyor.

Yürüyüş öncesi yaşadıkları, zaman zaman geriye dönüşle yani Cheryl’in yaşadıklarını hatırlaması gibi işlenmesi benim çok hoşuma gitti. Yola neden çıktığı ya da neden o yolu yürümeye ihtiyaç duyduğu filmde açıklanmadan, izleyicilere bu anılarla gösterilmiş.

Karakterle empati kuramadığım için, geçmişini yargılamaktan kendimi alamadım. Yaptığı şeyler bana çok ters, haliyle beni biraz rahatsız etti. Ama genel olarak işlenen duyguyu, yürüme isteğini ve bu yüzden yürüme fikrini sevdim.

Bir önceki filmin aksine, kadının yaşadığı zorluklar, yürüyüş öncesi ve sırasında yaşadıkları gayet iyi işlenmişti. Ben de yaşadıklarını hissettim. Filme puanım 7/10


 

Bu filmleri araştırırken kaçıp gitmeli birkaç film daha buldum. Onları da en kısa zamanda izlemeye çalışacağım. Gerçekten etkileyici, bana bir şeyler katacak filmler izlemek istiyorum. Tavsiyeniz varsa lütfen yazın.

Umarım listeyi beğenmişsinizdir, filmleri izlerseniz yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın.

Sevgiler!

6 okuyucu bu yazıyı sevmiiiş!

6 Yorum

  • Aynur

    Merhaba !
    Öncelikle yazdığınız şeyleri gerçekten çok yararlı ve güzel buluyorum, bunun için sizi tebrik ederim. Normalde çok fazla film izleyen biriyim ama bu filmleri duymamıştım. Özellikle ilk ikisi çok ilgimi çekti. Bir an evvel vakit ayırıp izleyeceğim 🙂
    Size önerebileceğim film aslında ben izlediğimde çok duyulmamıştı ancak şu sıralar herkesin dilinde (bunu da hafiften kıskanıyor olabilirim) sizde duymuş hatta izlemiş bile olabilirsiniz ama izlememiş olma ihtimalinize karşın buraya not düşüyorum ‘ Leon: The Professional ‘

  • Betül “WhiteFang” Gökçe

    İlk iki film izleme listemde hatta harddiskimde duruyor ama henüz vakit olmadı izlemeye. Şimdi özellikle Hours’u gidip hemen izlemek istiyorum. Film izlemeyi pek sevmediğinizi söylemişsiniz ama belki Whiplash sizi bu konuda şaşırtır. Benim de küçük tavsiyem bu olsun. Tabi hiç sevmeyebilirsiniz de ama ben bir deneyin derim. Sevgiler. 🙂

    • Şeyma Mektepli

      Whiplash’i izlemiştim birkaç yıl önce. İzlerken çok keyif aldığım ama sonunda beni allak bullak eden bir film olmuştu. Hours’u seversin umarım, biraz kafa karışıklığı yaşamıştım ben. İnternetten açıp kimin ne olduğuna bakmam gerekmişti 🙂 Sevgiler!

Eklemek istediğiniz bir şeyler mi var? Bir yorum yazın!