13 Reasons Why | Dizi Hakkında Düşüncelerim
13RW, çıktığından beri çok konuşulan çok paylaşılan bir dizi oldu. Sadece ismi bile merak edip izlemek için yeterli bence. İlk gördüğümde ben öyle düşünmüştüm en azından. İzlediğim dizilerden bunalmışken, bir şans verip izlemek istedim. Başladıktan sonra da hemen bitirmem gerekti, Pinquitte’in ‘hemen bitirme, bitince insan boşluğa düşüyor’ demesine rağmen izledim. Çünkü ne olduğunu öğrenmem gerekiyordu, ve diziyi bitirmeden başka şeyler yapmaya devam edemeyeceğimi biliyordum. O yüzden olabildiğince çabuk bitirdim, hala hissettiklerim tazeyken de düşüncelerimi yazmak istedim.
Daha ilk dakikalardan harika bir dizi olduğunu anladım. Dizinin olayını anlayınca ilk düşüncem *this is so fucked up* oldu. (Dizide en çok geçen sözcük *fuck* bu arada. Rahatsız olduysanız, alışın bence.)
Dizide Hannah adında, lise öğrencisi bir kız var. Başına bir dizi olaylar geliyor, çevresindeki insanlar ona kötü davranıyor ve Hannah yalnız kalıyor. En sonunda kimsenin ona değer vermediğini, umursamadığını düşünüp intihar ediyor. Dizi boyunca, ona bir şekilde zarar veren insanları, neler yaptıklarını ve neler yapmadıklarını görüyorsunuz. Hatta dinliyorsunuz. Hannah, ölmeden önce başına gelenleri kasetlere kaydediyor. Her kasette ona zarar veren bir kişiye yönelik anlatıyor. İlk kaset Justin’le ilgili, ikinci kaset Jessica ile ilgili vs vs. Kasetler sırayla bu kişilerde dolaşıyor, dinleyen kendinden sonraki kişiye geçiriyor. Toplamda 13 kayıt var, 13 bölüm var. Hannah’nın kendini öldürmek için 13 sebebi var.
Dizi genel olarak beni çok etkiledi. Kısmen benzer şeyleri yaşadığım için hissettiklerini çok iyi anladım. Birçok açıdan ona hayran kaldım. Benim yap(a)madığım birçok şeyi yaptı, bence sandığından daha cesurdu. Pes etmedi, çabalamaya, sevmeye ve inanmaya devam etti. Ama her şey o kadar üst üste geldi ki dayanamadı ve kendini öldürdü.
Dizi hakkında, yaşananlar hakkında söylemek istediğim çok şey var. Nereden başlasam neyi nereye bağlasam hiç bilmiyorum. Ama dizinin beni aşırı etkilediği kesin.
Bir insan neden kendini öldürür? Yaşadığımız şeyler nereye kadar birikir de hayatın artık durmasını her şeyin bitmesini ister? Kötü olaylar yığınında, insanı kendini öldürmeye iten *kötü deneyimler* eşiği nedir?
Bir yakınını kaybetmek?
Kafayı sıyıracak derecede yalnız olmak?
Tecavüze uğramak?
Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey nedir? Ne olur da insan artık hayatını sona erdirmek ister?
Ben ne kadar kötü şeyler yaşarsam yaşayayım hiçbir zaman kendimi öldürmeyi düşünmedim. Öyle kötü hissettiğim anlarda ben hep gelecekte yapmak istediklerim düşündüm. Onları yapmadan gitmek istemediğimi çok iyi biliyorum. Ve o an ne yaşıyorsam, bir süre sonra geçeceğine inandım. O an bu konuda hiçbir şey yapamıyor olsam bile ileride yapabileceklerime sıkı sıkı tutunup, yaşadıklarımın geçmesini bekledim.
İster inanın ister inanmayın, her şey geçiyor. İleride dönüp baktığınızda oh be bu bile geçti diyorsunuz. Belki de bu kadar rahat olamıyorsunuz ve yaptığınız salakça şeyler (ya da size yapılan kötü şeyler) içinize lönk diye oturuyor. Olabilir, çok normal. Ama o da geçiyor, o his de geçiyor.
You cant change other people, but you can change yourself
Bu sözü muhtemelen duymuşsunuzdur, dizide de geçiyor; ‘İnsanları değiştiremezsin, ama kendini değiştirebilirsin.’ Ben buna inanıyorum. İntihar edenler bence ya bu ikilemde kalıyorlar ya da Hannah gibi artık olayları kaldıramıyorlar. Eğer hayatımızda memnun olmadığımız bir şey varsa, bence bu konuda bir şeyler yapmalıyız. Kimse bizim için bizim yerimize bir şey yapmaz. Bir şey yapılması gerekiyorsa, kendimiz yapmalıyız.
It all started because i was feeling lost. I needed a direction, any direction.
“Kendimi kaybolmuş hissettiğim için başladı her şey. Bir yola/hedefe ihtiyacım vardı, herhangi bir yola/hedefe” Beni en çok etkileyen cümlelerden biriydi bu. İçime oturdu. Diziyi durdurup, hemen yazacak bir şeyler aradım. Sonra birkaç defa geriye sarıp izledim. Dizi basit bir lise-ergen dizisi değil. Hissedilen her şeyi çok iyi hissediyorsunuz. Bazı hisler açıkça söylenmiyor bile, ama bakışlardan mimiklerden hissediyorsunuz. Karakterleri tanıyorsunuz. Günlük hayatta bildiğiniz gördüğünüz insanlar gibi tanıyorsunuz onları. Dizinin etkileyici olmasını sağlayan da bu bence. (Bir de intihar içermesi ve kaset olayının olağanüstü oluşu tabi)
I was trying to act normal. But i didnt really know how anymore
“Normal davranmaya çalışıyordum. Ama gerçekten artık nasıl olduğunu bilmiyordum.” En etkileyici cümlelerden biri buydu. Gözlerim doldu. Çaresizliğini hissettim, ne yapacağını bilemediğini gördüm. Oyunculuklar bence çok başarılıydı.
Suicide is for weak
“İntihar zayıflar içindir” Ben, intiharın zayıflık olduğunu, korkakların intihar ettiğini düşünmüyorum. Bu düşünce de geçiyor dizi de, biri Hannah’yı zayıflıkla suçluyor. Buna katılmıyorum… Herkes farklıdır, herkesin dayanma gücü farklıdır. Sizin için çok basit bir şey, bir başkası için yıkıcı olabilir. Bunu bilemezsiniz, nasıl hissettiğini bilemezsiniz, öncesinde neler yaşadığını bilemezsiniz…
Kendimle ilgili ve tabiki diziyle ilgili *spoiler* vermeden ancak bu kadar yazabildim. Olayı kendime çok çekmeden, dizinin hissettirdiklerini yazmaya çalıştım. Yeterince aktaramadım, farkındayım. Taze hislerle yazmaya çalıştığım için diğer yazılara nazaran özensiz olmuş olabilir. Ama şunu söylemek istiyorum; eğer kendinizi yalnız hissediyorsanız, depresyondaysanız, kötü hissediyorsanız, modunuz düşükse, hatta kendinizi öldürmeyi düşünüyorsanız bence bu diziyi izlemeyin. Beni gerçekten çok etkiledi, çok üzdü.
Dizi -bence- gerçekten çok başarılı. Böyle derin duyguları hissettirmek kolay değil. İnsanları böyle derinden etkilemek hiç kolay değil. Oyuncular genç olmasına rağmen, karakterlerini çok iyi yansıtmışlar. Az önce de dediğim gibi eğer moraliniz ipek ipliğe bağlıysa bence izlemeyin, ama iyi hissediyorsanız ve iyi bir dram dizisi arıyorsanız muhakkak izleyin. Diziye puanım 9.5/10 (IMDb puanı: 8,7)
Sevgiler!
Kapak fotoğrafındaki kitap: Bu, şimdiki zaman kipinde yazılmalıydı (Yazarı, Helle Helle)
5 okuyucu bu yazıyı sevmiiiş!
2 Yorum
Gülseher
Bu diziyi duymuştum ama bu kadar detaylı değil.Yazıyı okuduktan sonra düşündümde “intihar” kelimesi bile içimi ürpertti…Böyle bir olaya tanıklık etmek ne hissettirecek merak ettim.Elinize sağlık güzel bir yazıydı
Şeyma Mektepli
Hissettirdiklerini anlatmak zor, izleyerek kendiniz tecrübe edin mutlaka 🙂