mutlulugunpesinde.com
Barselona Yeme & İçme Rehberi – Mutluluğun Peşinde!
Merhabaa! Geçen ay 4 günlük harika bir Barcelona tatili yaptım. Gelmişken iyi yerlerde güzel şeyler yiyelim, işimizi şansa bırakmayalım diye düşündük ve yemeğe gideceğimiz her yere foursquare’den baktık. Barcelona’ya gitmeden önce kuzenim mekanlardan bir liste oluşturmuştu. Acıktığımızda uygulamayı açıp yakınlardaki mekanlardan güzel olanları seçtik. Gittiğimiz mekanları, yediklerimizi ve fiyatlarını yazdım. Bazı mekanlar önemli turistik noktalara oldukça yakın, tatilinizi planlarken yardımcı olabilir diye onları özellikle belirttim. Bol fotoğraflı bir yazı oldu, hazırsanız başlıyoruz! 🙂 İlk gecemizde ilk durağımız El Xampanyet oldu. Daha ilk günden Barcelona’da işlerin biraz farklı yürüdüğünü öğrendik. Şöyle ki; rezervasyonunuz yoksa ve mekan doluysa isminizi listeye yazdırıyorsunuz, içeride masa boşaldıkça sıradan birilerini içeriye alıyorlar. (daha sonra diğer mekanlarda da sıkça karşılaştık bununla, ben hala garip buluyorum) El Xampanyet’in kapısında açlıktan ve yorgunluktan ölür vaziyette 40 dakika kadar bekledik. (Biraz uzak bir yerdeydi ve başka yere gidecek enerjimiz yoktu) Türkiye’de olsa insanların çoktan birbirinin boğazına yapışacağına emindik o süreçte, ama kimse sesini çıkarmadı. Herkes kapının önünde ayakta bekledi. Hatta kapıdaki garson kızla herkes minnoş minnoş sohbet etti. Hatta öyle tatlıydı ki sohbetleri, önceden tanışıyor olduklarını düşündük 🙂 Mekanın içi bayağı orijinal, biz masanın boşalmasını bekleyemediğimiz için barda ayakta yemeye razı olduk. Bar kısında camlı bölmede yiyecek çeşitleri var (tapas mekanlarının hepsinde böyle bar var), oradan seçip istediğinizi söyleyebilirsiniz. Biz kalamar tabağı ve ev yapımı şampanyadan aldık. Ben deniz ürünlerini hiç sevmediğim için sadece tadına baktım. Zaten ben çok aç değildim, orada foursquare’de gördüğümüz şampanyalı tatlıyı denemek istemiştim ama ya biz yanlış okuduk (yani şampanyalı tatlı diye bir şey yoktu) ya da garsona derdimizi anlatamadık çünkü sorduğumuz zaman biscotti benzeri bir şey getirdi. Sanırım şampanyanın yanında yeniyor. Biz ondan denemedik. Barcelona’da yediğimiz en lezzetli şeylerden biriydi bu! Tüm gün koşturup üstüne bir de 40dk ayakta beklediğimiz için mi bu kadar güzel geldi emin değilim ama iki tabak yedik! Sadece ekmek + domates suyu + zeytinyağından ibaret ama tadı harikaydı! Zeytinyağı güzeldi domatesleri de lezzetliydi. Bundan daha sonra otelin kahvaltısında ve başka mekanlarda da yedik ama en güzeli buydu. Kesinlikle deneyin! Bu da ev yapımı şampanyaları. Biz şişe almadık, ikişer bardak içtik. Mekan bununla ünlü sanırım, herkes şampanya içiyordu. İlk bardakta tadı garip geldi, tekrar içmem diye düşünmüştüm ama garson tekrar doldurmayı teklif edince nedense hayır demedim ve iyi ki de dememişim. İkinciyi severek içtim. Yalnız biraz çabuk içmişim, mekandan çıkmadan alkol etkisini göstermeye başladı. 🙂 Mekanın dekoru oldukça orijinal. Çok garip şeyler vardı 🙂 Yaklaşık 90 yıllık bir yermiş. Oldukça popüler bir yer. Biz gittiğimizde saat 10 falandı ve kapıda 10-15 kişi vardı, 23.30 gibi çıktık ve kapıda hala sıra vardı. Fiyatları da gayet uygun. Şampanyanın bardağı 1,80 euro. Kalamar tabağı 8,50 euro. Domatesli ekmek tabağı da 2,10 euro. Biz 4 şampanya, 1 kalamar tabağı ve 2 domatesli ekmek tabağına 20 euro ödedik. Not: El Xampanyet de Picasso Müzesi’ne yakın. Açılış- kapanış saatleri uyuyor mu emin değilim ama orayı gezdikten sonra gidebilirsiniz belki 🙂 (Biz Picasso Müzesi’ne gitmedik) ‘els pollos de llull’ Sagrada Familia‘ya çok yakın. Barcelona’ya gitmişken Sagrada Familia’ya kesin gidersiniz, oraya gitmişken bu tavuklardan da muhakkak yemelisiniz! Buraya gidişimiz biraz komik oldu. Navigasyonu takip ederek gittik, telefon ‘hedefiniz soldadır’ dediği yerde durup etrafa bakındık ama restauranta benzer bir yer göremedik şaşkın şaşkın bakınırken burnumuza buram buram soslu tavuk kokusu geldi ve kokuyu takip ederek mekanı bulduk. 🙂 Tavukların menüde 1/2 olarak yazmasına biraz şaşırdık. Yiyebilir miyiz yiyemez miyiz emin olamadık ama 1/2 normal 1/2 soslu tavuk, fırında soslu patates ve salata söyledik. Tavukta da patateste de salatada da aynı sostan vardı. Hepsine de yakışmış bence! 🙂 Hatırladıkça hala ağzımı sulandıran, Barcelona’da yediklerim arasında en çok sevdiğim yemek! (belki de hayatım boyunca en zevkle yediğim yemek oydu, gerçekten bayıla bayıla yedim 🙂 Tavsiyesi için Pink Freud’a teşekkürler! Mekan, bizim balıkçılar gibi mavi tonlarda döşenmiş. Garson amcalar da mavi tulumlar ve beyaz tshirtler giymişler. (İngilizceleri kötü, anlaşmak zor oldu biraz) Bayağı geniş bir yer ama biz öğleden önce gittiğimiz için yer bulabildik. Yoğun bir saatte gidecekseniz rezervasyon yaptırmanız da fayda var. Tavukları da, patatesi de salatayı da çok sevdim! Barcelona’ya tekrar yolum düşerse (#fingerscrossed), buraya kesinlikle tekrar giderim (ki ben normalde et sevmeyen bir insanım) Granja Xocolateria La Pallaresa: Buraya churros yemeye gitmiştik. Menüde her şeyden çeşit çeşit vardı. (Birçok mekanın aksine İngilizce menüleri var, isteyince veriyorlar. Ne yazık ki buradaki garsonların da İngilizceleri pek iyi değil) Biz churros + spanish choco + crema catalan söyledik. (Buraya gelmişken Spanish ve Catalan olan şeyleri seçelim diye) Crema catalan’ı whipped cream sanmıştık, crem brulee geldi (daha o gün Catalan‘da yediğimiz için biraz hayal kırıklığına uğradık. Siz whipped cream söyleyin, crema catalan’ı da Catalan’da yiyin, buradaki çok güzel değil) Yemeden önce çekmeyi unutmuşum 😀 Churros’u fincandaki çikolataya batırarak yiyorlar. Ama çikolataları bizim alışkın olduğumuz gibi yoğun ve tatlı değil. O yüzden ben sevmedim. Churros’u tek başına yemeyi tercih ettim, sade daha güzeldi ama yine de harika bir tat değil. Gidin deneyin tabii, ama tadına bayılacağınızı sanmıyorum 🙂 Churros bu; Ben bizim halka tatlısı ya da tulumda gibi şerbetli tatlı bir şey sanmıştım. Öyle değil, ama dışında şeker var. Bu arada servisleri çok hızlı. sürekli hazır tutuyorlar sanırım, hemen geldi. Mekan da geniş ve çok dolu değildi. Crema catalan 3.90 euro. Churros 1,80 euro. Spanich choco da 2.80 euro. Cerveseria Catalana: Gittiğimiz en lüks yer burasıydı sanırım. En dolu hesabı da burada ödedik. Mekan, Casa Battlo‘ya çok yakın. Biz orayı gezdikten sonra gitmiştik. Burası da oldukça geniş bir yer ama çok dolu. rezervasyonsuz gitmeyin. Biz yarım saat falan bekledik oturabilmek için. Burada benim tavsiyem barda oturmanız, barı bayağı uzun ve önünüzde tüm seçenekler var. Oradan bakıp seçebilirsiniz. Üstteki fotoğrafta söylediğimiz tapas tabağı var. Günlerce orada tapas yiyeceğiz diye dolanıp durduk. İnternette övülenle gördüklerimizin alakası yoktu. Tapas dedikleri appetizers yani iştah açıcı ya da atıştırmalık dediğimiz tarzda yiyecekler. Haliyle gittiğiniz her yerde farklı şeyler görmeniz mümkün. Buradaki minik biber kızartmalarını ben çok sevdim. Barcelona’da yediklerim arasında en sevdiklerimden biri oldu. Bu 5li tabak 16.45 euro (değmez bence, bardan farklı farklı seçerek almanızı tavsiye ederim. Onlar sanırım 4-5 euro civarıydı) Sangria‘yı burada denedik. Benim alkolle pek aram yok ama değişik şeyleri denemeyi seviyorum. Sangria’nın aroması bana küçükken içtiğim bir şurubu hatırlattı ama hangisi olduğunu hatırlayamadım. 🙂 Yarım litre Sangria 11.60 euro. Catalan’da bir de mantar ve kuşkonmaz aldık. Başka masada mantarlı bir şey görmüştük ama ondan gelmedi, kuşkonmazı da ilk defa denemiştim ve pek sevmedim 🙁 Bu tabak 5.90 euro. Domatesli zeytinyağlı ekmekler de 3 euro Crema catalana 5.90 euroydu. Crema catalana dedikleri creme brulee ve burada yediğimiz gerçekten çok güzeldi. Sıcacık geldi ve kıvamı harikaydı. Tavsiye ederim, giderseniz mutlaka deneyin 🙂 Biz toplamda 40 euro ödedik. Hayatımda yediğim en güzel ve en orijinal dondurma! Makaronun içinde muz, kurabiye ve süt reçeli aromalı dondurma var. Gerçekten harika bir şey. Park Güell‘de giriş saatimizi beklerken gitmiştik. Güvenliğe bekleyebileceğimiz cafe var mı diye sorduk, ileride solda coffeeshop var dedi. Park Güell’den çıkınca hemen solda bir yer var, orası değil. Biraz daha ileride hediyelik eşya satan yeri geçtikten sonraki sokağa girin hemen görürsünüz. Mekanın adı Coffee Park. Değişik yiyecekleri, kahveleri, çeşit çeşit dondurmaları ve popsicle‘ları da var. Mekan, navigasyonda var mıydı emin değilim o yüzden adresini yazıyorum buraya; Carrer de Larrard 57 (çünkü gerçekten denemelisiniz). Farklı aromalı olanları da var. Fiyatı 4 euro, kahveleri de 3-4 euro falan. Sandviçler de 4-5 euro falandı. Park güell’in girişine yakın olan mekan berbat bir yer, girip bakmakla vakit kaybetmeyin doğrudan buraya gidin. Yol üstündeki hediyelik eşya satan yerde de çok güzel şeyler var. (kartpostal ve kupa aldım ben) Oraya da mutlaka uğrayın. Şimdi geldi barlara 🙂 Son 2 gecemizde 2 farklı bara gittik. İkisi de çok orijinal yerlerdi. İlki La Alcoba Azul. Burası ara sokaklarda küçüçük bir yer. O kadar küçük bir yer ki yani dıştan bar olduğu belli değil. Navigasyonla önüne kadar gitmişken durup ‘e hani nerede’ diye etrafa bakındık, hatta ben ‘belki burasıdır’ diye yaklaşıp kapıyı açıp bakmasam muhtemelen daha bakınırdık. Etrafta kimse yoktu, sokaklar bomboştu ama mekan doluydu 🙂 Buraya da gidecekseniz rezervasyon yaptırmakta fayda var. Yeri de Jaume I metro durağına yakın. Buranın mutfağı da vardı. Menüdeki açıklamalardan pek bir şey anlamayınca ben mutfağa gidip sormuştum. İki farklı tapas söyledik. Fiyatları 2-10 euro arası değişiyor. Tapasları bazıları böyle ekmek üstü şeyler, diğerleri de Catalan’da yediğimize benzer atıştırmalık tarzı tabaklardı. Yan masalarda değişik yiyecekler de gördük 🙂 Hem içeyim hem bir şeyler yiyeyim diyorsanız gidebilirsiniz. Farklı biraları da vardı. Mekanın içi çok hoş. Acayip loş bir ışığı var. İnce uzun bir mekan. Ve iki duvarı farklıydı, ben şahsen dar bir sokağı kapatıp mekan açtıklarını falan düşündüm 🙂 Dekoru biraz cadı evini andırıyor 🙂 Veee son gecemizde gittiğimiz yer; Collage Art & Cocktail Socail Club. Burası gerçekten çok çok çok çeşitli ve farklı kokteyllere sahip harika bir yer. Barmenleri çok ilgili. Menüdeki her şey İspanyolca olunca, ne seçeceğimizi bilemedik ve kuzenim bara gidip doğrudan istemediğimiz aromaları sayıp bizim için bir şey seçmesini istemişti. Ama barmen yukarı yanımıza gelip menüdeki her şeyi teker teker açıkladı. Aldığımız şeylerin adını hatırlamıyorum ama ben yine içinde birçok ‘Katalan’ geçen erik aromalı, Bacardi’li bir kokteyl aldım. Bardağı çok orijinaldi. (Üstteki fotoğrafta gördüğünüz, eğik duran bardak. Altı düz değildi, piramit gibi sivri bir şekli vardı.) Bardağın ağız kısmında da kurabiye kırıntıları var 🙂 Mekan küçük bir yer, barı çok güzel. Bence barda oturun, biz yer boşalınca bara geçmiştik. Üst kattaki dolapta dünyanın farklı yerlerinden çeşit çeşit içkile vardı, onlar beni çok hoşuma gitmişti. Öyle farklı tatlara meraklıysanız bakabilirsiniz. Buranın fiyatları diğerlerine göre biraz daha yüksek. Kokteyller 10 euro. Bu da kaldığımız otelin kahvaltısı 🙂 İyi ki kahvaltı dahil bir yer seçmişiz, çok rahat ettik. Bence siz de kısa süreliğine gidiyorsanız her gün kahvaltıya nereye gitsek diye düşünmektense kaldığınız yerde yapabilirsiniz. Kaldığımız otelden çok da memnun kalmadık o yüzden isim vermeyeceğim ama kahvaltıları güzeldi. Özellikle bu fotoğraftaki sandviçleri çok sevmiştik 🙂 Barcelona’da neler yaptın diyenlere ‘ay çok güzel yedim yaa’ diye cevap veriyorum. Yemek yemeyi de değişik tatlar yemeyi de çok seviyorum. Barcelona’da yediklerimi de genel olarak çok sevdim. Bir tek o kızarmış peynirli şeyi hiç sevmedim, o da benim değişik aromalı ve yoğun tadı olan peynirlerden hoşlanmamamdan kaynaklanıyor. (Otelde kahvaltıda verilen peynirleri de sevmemiştim, yazın Almanya’da da bir ay boyunca bir sürü peynir deneyip hiçbirini sevmemiştim) Kesinlikle tavsiye ettiğim tatlar ve tekrar gidersem mutlaka giderim dediğim yerler; el xampanyet‘teki domatesli ekmekler (benim öyle dediğime bakmayın ismi pan con tomate), els pollos de llull‘daki soslu tavuk ve Coffee Park‘taki makaron dondurma 🙂 Sagrada Familia ve Park Güell’e kesin gidersiniz, bunlar da mutlaka deneyin derim 🙂
Şeyma Mektepli