POSTCROSSING, HAZIRAN 2016
Merhaba! Yine kartpostal dolu bir yazıyla geldim karşınıza. Postcrossing sevdamı duymayan kalmamıştır heralde, değil mi? 🙂 Kastamonu’da yurtta kaldığım için ve sürekli orada olmadığım için postcrossing.com’a Isparta adresimizi vermiştim. Ben yokken annem gelen kartları alıp bana fotoğraflarını atıyordu, ben de onları siteye kaydediyordum. Haliyle 3 ayda hepsi birikti, eve geldiğimde masamın üzerinde yaklaşık 20 kadar kartpostal ve 5 tane mektup vardı. Gelen mektupların yazısını önceki gün yazdım.
Şimdi ise gelen kartpostallardan bahsedeceğim biraz ama öncelikle özel olan kartlardan ve postcrossing’in benim için öneminden bahsedelim. Benim postcrossing’e başlarken asıl amacım boş vakitlerimi değerlendirmekti. Hem de güzel bir koleksiyon olacağını umuyordum. Kartpostallara yazdıkça yazmayı ve aldığım kartpostalları okudukça yeni kültürler tanımayı sevdiğimi fark ettim. Bu kültürlerle ilgili bilgi edinmek bir süre sonra açlığa dönüştü bende. Meğer ne çok seviyormuşum başkalarının kültürleri hakkında bilgi sahibi olmayı! Kart değiş tokuşu yaptığım herkese yalvarırcasına ‘Bana kültürünüzü anlatın!’ demeye başladım bir süre sonra.
Farklı farklı ülkelerden kartlar geldikçe kartpostalların çeşitliliğinden, pullara verdikleri önemden ve hatta el yazılarından o ülkelerle ilgili bir çok şey öğrenmeye başladım. Kartın üzerinde yazmasa bile kendim bir şeyleri yorumlayabilir hale geldim. Pula, damgaya ya da air mail stickerlarına bakarak hangi ülkeden geldiğini tahmin edebiliyorum artık. Her bir köşesi dolu olan damgalanmış, bol bol pul yapıştırılmış, destan yazılmış kartpostalları dakikalarca incelemeyi de seviyorum. Böyle böyle bu işin içine girdikçe amacım da değişmeye başladı. Şuan önceliğim yemek kartpostalları gibi kültürü yansıtan kartpostallar ve harita kartpostalları toplamak. Ayrıca en en en 1. hedefim olabildiğince çok ülkeden kartpostal almak. Biliyorum, şimdi düşünüyorsunuz ‘Bu işin amacı bu değil mi zaten?’ diye. Benim için değildi. Herkes nadir bulunan ülkelerden kartpostal toplarken ben Almanya’dan veya Rusya’dan gelecek kartpostalları da kabul ediyordum. Ama şimdi işler değişti. 🙂 Postcrossing.com da sesimi duymuş olacakki yukarıdaki iki kartpostal geldi. Soldaki Litvanya‘dan sağdaki ise İsveç‘ten gelen ilk kartpostallarım oldu. En çok kart almak istediğim iki ülke olan Mısır ve Japonya’dan henüz hiç kart almadım ama geleceklerini umuyorum 🙂
Litvanya‘dan kartı Vella göndermiş. Öğrenci olduğunu ve o gün ilk defa bir konferans verdiğini yazmış, bir sürü de kelebek stickerı ve çiçekli pullar yapıştırmış. Kartın çok sevimli bir görünümü var o yüzden 🙂 İsveç‘ten gelen kartpostal ise Vitra Design Museum‘dan çok hoş bir kart. Tatiana, bütün yazı İstanbul’da geçireceğini yazmış. Böyle ülkemize gelmiş veya gelecek olan üyelerden kart almak daha da bir güzel oluyor 🙂 Onun pullarında da arılar var! 🙂
Soldaki kartpostala b a y ı l d ı m !! Üzerindeki çizimleri de dönüşümlü kağıttan olmasını da çok sevdim. (alttaki fotoğrafta da onun arkası var) Sağdaki fotoğraf ise facebooktan yaptığım değiş tokuşlardan. Barcelona‘dan Belen gönderdi. Hangi kartları birbirimize göndereceğimize karar verdikten sonra adresimi istedi, ben de yazdım. Adreste Isparta yazınca ‘Ne? Ispartada mı yaşıyorsun? Gerçekten mi? Isparta çok güzel bir yer!!’ dedi, ben tabi çok şaşırdım çünkü şimdiye kadar konuştuğum onca kişiden Isparta’yı bilen biri ilk defa çıkmıştı. Ispartayı bir belgeselde gördüğünü, antik şehir kalıntılarını çok beğendiğini, çok merak ettiği bir yer olduğunu ve de Isparta’da yaşadığım için çok şanslı olduğumu falan söyledi. Yalnız dikkatinizi çekiyorum bunları bana söyleyen de Barcelona’da yaşıyor yahu!! 🙂
Soldaki kartı Çek Cumhuriyeti‘nden Barbora, sağ üsttekini Macaristan‘dan Krisztina ve sağ alttakini Finlandiya’dan Leila göndermiş. Sağ üstteki kart ynie facebook değiş tokuşlarından, diğerleri sistemden geldi. Hepsinde minik tatlı mesajlar vardı. Leila karta ‘Her şey yolunda, say my Turkish friend’ yazmıştı, gerçekten çok güldürdü. 🙂 Krisztina ailesiyle 4 kere İstanbula geldiğini yazmış. Barbora ise çekce cümleler yazmış ama yalnızca birinin çevirisi var. 🙂
En üstteki karttaki el yazısına bayıldım. Çok muntazam ve özgün değil mi? Kartı ailesiyle gittiği Danimarka seyahatinden almış ve Hollanda‘dan göndermiş. Yazısı çok hoş ama adresimizi çok garip yazmış. Ben bile okuyamadım. O adresi okuyup da bize getirebilen postacıya helal olsun. Isparta yazdığı bile okunmuyor, neyseki posta kodunu yazmış 🙂
Bu kartlar da Rusya‘dan, sol attakini Anna ve sağdaki kartlar sol üstteki fotoğrafı Stavropol’dan Alex göndermiş. Yaşadığı şehrin fotoğrafını göndermesine çok şaşırdım, sistemden gelen kartlar hep zarfsız gelirdi. Bu hem zarfla geldi hem de yanında fotoğraf vardı 🙂 Kartpostalların manzarası çok güzel değil mi? Pulları da çok güzel!!
Bunlar da Almanya‘dan gelen kartlar. Soldakini gönüllü olarak itfaiyecilik yapan Michael, sağdakini ise Hartha göndermiş. Sağdaki harita kartı olduğu için sistemden gelenler arasından beni en en en çok sevindiren kartlardan biri oldu. En sevdiğim kartlar gerçekten yemek kartları ve harita kartları 🙂
Yukarıdakiler de Çin‘den gelen kartlar. Çinlileri çini ve dini kartpostalları çok güzel oluyor. Üzerlerinde şiirler yazan çok hoş kartları var. Yukarıdaki kartpostal da bir tabakmış 🙂 Undine, arkasına çeşit çeşit pul ve dumpling (Türkçesini bilmiyorum malesef- aşağıda fotoğrafı var) stickerı yapıştırmış. Bir de not düşmüş; ‘Kart çok küçüktü, yazamadım. Eğer öğrenmek istediklerin varsa mesaj atabilirsin..’ Diğer kartı ise daha önce de swap yaptığım ve karta yazdığı yazıları ‘Turkey Blue’ isimli bir mürekkeple yazıp gönlümü fetheden Charlotte göndermiş. Bu sefer kullandığı mürekkep de yine harika! Pulları da rengarenk!!
Vee son olarak.. Amerika‘dan gelenler 🙂 Soldakini Kaliforniya’dan sağdaki ise Boston’dan Sue göndermiş. Sue, Nisan’da bir kart gönderdiğini ama kartı kaybolduğunu o yüzden tekrar gönderdiğini yazmış. Böyle düşünceli olması çok hoş değil mi? Meşhur devasa Wawona ağacının olduğu bir kartpostal almak çok sevindirdi, favori kartlarımdan biri oldu 🙂
Şuan toplamda 33 farklı ülkeden kartpostalım var. En çok kart Rusya’dan(12) ve Almanya’dan(11) gelmiş. Bir excel sayfasında liste ve daire grafiği oluşturdum. Listenin tamamı aşağıda 🙂
PTT, kartpostal gönderim ücretlerini artırdığı için zaten azalttığım değiş tokuşları iyice azalttım. Mektup arkadaşlığına devam tabi, Postcrossing’e ise ülke çeşitliliği konusunda tatmin olduğumu hissedene kadar devam edeceğim.
Şimdilik bu kadar, bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşçakalın! 🙂
11 okuyucu bu yazıyı sevmiiiş!
8 Yorum
Ahmet
Çok güzel bir yazı olmuş ilgiyle takip ediyorum. Gerçekten yeni kültürleri öğrenmek insanı hep mutlu ediyor hem de bakış açısını genişletiyor. Böyle bir şey ypabildiğin seni tebrik ediyorum ve diğer yazılarını merakla bekliyorum iyi günler 🙂
Şeyma Mektepli
Çok teşekkürler 🙂 Kesinlikle, yeni kültürler tanımak çok daha farklı bir olay!
Beyza Mersin
PTT belli bir ücret veriyor mu? Hepsi aynı fiyata mı gidiyor? Örneğin İstanbul veya Malezya, yada Çin gibi ülkelere ne kadara gönderiyorsun?
Şeyma Mektepli
Ülke içi fiyat aynı. Diğer ülkelerde de sadece uçakla gönderide fiyatlar değişiyor. PTT’nin sitesinden gönderi ücreti sayfasına girerek hesaplayabilirsin.
Blogdaki “Mektup nasıl gönderilir?’ yazısında hepsini ayrıntılı açıkladım.
lalesdiary
Merhaba Şeyma!
Şuana kadar postcrossing hakkında hiçbir şey duymamıştım ve böylesine güzel bir şeyi nasıl kaçırdım inanamıyorum! Sayende öğrendim ve çok çook teşekkür ederim nasıl mutlu oldum anlatamam 🙂
Şeyma Mektepli
Merhaba! Ben de tamamen şans eseri öğrenmiştim! Yine de keşfetmiş olmamız harika bence, umarım seversin 🙂 Rica ederim! Sevgiler! 🙂
sena
merhaba. Bende birkaç gün önce postcrossing yolladım. PTT 10-15 gün sürer gitmesi dedi. Sizin kartlarınız tahminen ne kadar sürede gidiyor. Bu arada yazınızı gerçekten çok beğendim ve Barcelona lı birinin Ispartayı tanımasıyla bende bir Ispartalı olarak çok şaşırdım ve gururlandım.
Şeyma Mektepli
Değişiyor ülkeye göre. 10 da olabilir 100 de 🙂