Su Uçuran Şelalesi & Doğa Yürüyüşü
İzmir’e geldiğimden beri en çok istediğim şeylerden biri doğa yürüyüşlerine katılmaktı. Okuldaki topluluklara bakmıştım ama maalesef bir trekking topluluğu yoktu. Başka kulüplerin etkinliklerini araştırmaksa nedense hiç aklıma gelmedi, açıkçası böyle şeyler olduğundan bile haberim yoktu. (Kim bilir ne güzel etkinlikler oluyor da haberim yok..) Geçen hafta Pinquitte (aka Aycan), bulduğu bir etkinlik linkini atıp istersen gidelim demişti. Linkte ‘doğa yürüyüşü’ ve ‘şelale’ kelimelerini görünce bile heyecanlandım ‘oooo doğa yürüyüşüne gidiyooooos’ modunda açtım linki. İpli İniş falan da yazıyor, dedim ‘Aycan gidiyoruz!’ (Böyle demedim tabi ‘ay süpeeer’, ‘çoh heycanlıııı’ vb bilumum mesajlar sıraladım, -yaklaşık 15 kadar-) Yürüyüşü İzmir Gençleri Dağcılık Kulübü düzenliyordu.
Anlaşıp, karar verdik, isimleri yazdırdık. Aycan, Aycan’ın kardeşi Emine ve ben üçümüz katıldık. Hazırlanma süreci bile baya telaşlı oldu. Yedek çoraplar, kıyafetler, havlu, sandviç, atıştırmalıklar, su, kitap, kulaklık vs aldık yanımıza. Pazar sabahı 6.30da kalkıp 7.30’da yola çıktım. (Biliyorum benim o saatte kalkmam gerçekten şaşılacak iş. Aycanlar 5.45te kalkmış!)
Saat 8.15 de Konak’ta toplanıp yola çıktık. Saat 10 gibi köye varmıştık. Sonra çantaları sırtlayıp yürümeye başladık. Yaklaşık 4 km yürüdük. 4 km yürüyeceğimizi ilk duyduğumuzda biraz ürktük tabi ama kısa sürdü. Üstelik sohbet ederek gittiğimiz için fark etmedik bile. Dinleneceğimiz düzlüğe ulaştık. Orada inişin nasıl olacağına dair bilgilendirildik. Biz mayolarımızı getirmediğimiz için iple iniş yapmadık. (Doğrudan suyun için iniliyordu çünkü) Getirsek bile muhtemelen iniş yapmazdık çünkü su çok soğuktu 🙂
-Sudan, karşıya geçerken-
-Şelalenin altına inerken-
Göletin yanında biz fazla durmadık. Kıyafetlerini değiştirip suya girenler oldu. Ateş yakıp yemek pişirdiler. Biz bir saat kadar durduk, acıkınca tekrar yukarı çıktık.
Manzaraları bir yere oturup sandviçlerimizi yiyelim derken burayı bulduk. Yaklaşık 2-3 saat burada oturduk. Hem yemeklerimizi yedik hem de kitap okuduk.
Orhan Pamuk‘un Kırmızı Saçlı Kadın‘ına başladım tekrar. Öyle bir kitap, gerçekten böyle sakin bir yerde okununca daha iyi anlaşılıyor. Betimlemelere odaklanınca, beynimde su sesi bile çok gerilerde kaldı ve o zamanların İstanbul’una gitti aklım.
Sonra makineleri alıp biraz dolaştık. Sudaki yansımalar, yosun kaplı ağaçlar.. Her şey çok hoştu.
Aycan, kütüğün üzerine basıp karşıya geçmeye çalışırken 🙂 O düşüyor diye dalga geçip fotoğrafını çekmiştim ama onu çekeyim derken ben düşüyordum suya 🙂
Akşamüzeri de tekrar düzlüğe çıkıp, ateş etrafında oturan kulüp üyelerine katıldık. Hava çok soğumuştu, ateşin yanından ayrılamadık. Sohbet, muhabbet her şey çok güzeldi. Herkes çok iyiydi. Ne yazıkki dönem bitiyor, sonraki etkinliklerine katılamayacağım. Ama gelecek dönem İzmir’e tekrar geldiğimde mutlaka üye olacağım.
Öyle yorulduktan ve üşüdükten sonra dönüş yolu daha zorlu oldu. Herkes yoruldu. Üstelik bu sefer toprak yoldan değil ağaçların arasından yürüdük. Haliyle engebeli yol daha da yordu. Ama asıl doğa yürüyüşü oydu bence daha anlamlı oldu 🙂 Yol bitmek bilmedi, o ayrı tabi.
Dönüşte de köydeki ağaçtan dut toplayıp yedik 🙂 Ayrıca servisteki televizyonda Cem Yılmaz’ın Fundamentals gösterisi vardı. Eğlenceli bir yolculuk oldu 🙂
Akşam 8’de, is kokulu kıyafetlerimiz, dağınık saçlarımız ve yorgun bacaklarımızla Konak’tayken kendi kendimiz yadırgadık. Üstelik ben, orada üşüdüğüm için uzun çorap giyip, taytımın paçalarını da çorabın içine sokmuştum. Öyle dolanmışım ortalıklarda. Yurda gelince fark ettim 😛
Benim için çoook güzel ve çok da özel bir gün oldu. Cumartesi günü sıkıntıdan kafayı yemiştim. Yürüyüş ve temiz hava o kadar iyi geldi ki anlatamam, gerçekten tarifi yok. O zamandan beri de keyfim yerinde.
Yürüyüşü düzenleyenlere ve katılan herkese çok teşekkürler. En çok da etkinliği bana haber veren Aycan’a teşekkür ederim 🙂 Aycan da blogger aynı zamanda, minnoş mu minnoş bir blogu var, mutlaka bakın pinquitte.com Ayrıca instagram, twitter ve diğer bütüün sitelerde @Pinquitte adıyla bulabilirsiniz onu <3
İzmir’de yaşıyorsanız ve doğa yürüyüşlerine tırmanışlara meraklıysanız İzgedak‘a mutlaka ulaşın, üye olun, etkinliklerine katılın. Twitterda @İzgedak, Facebook’ta İzmir Gençleri Dağcılık Kulübü grubunda bulabilirsiniz. Ayrıca siteleri de var: http://www.izmirdagcilik.com/
Daha önce de böyle bol yeşilli bol mavili bir yazı yazmıştım. Isparta‘da Yazılı Kanyon‘a gitmiştik, o yazıyı da mutlaka okuyun. Aşağıya linkini ekledim.
Şimdilik bu kadar, söz verdiğim gibi bol bol yazacağım bu ay. Hoşça kalın! 🙂
5 okuyucu bu yazıyı sevmiiiş!
2 Yorum
Zeynep Gülbay
Heep düşünüp de bir türlü yapamadığım bir şeydi bu allahım nasıl heyecanlandım! Ağustosta İzmir’e dödüğümde yapacağım ilk iş araştırıp bir geziye katılmak olacak. Yazı ve fotoğraflar harika ♥
Şeyma Mektepli
🙂 Kesinlikle deneyin, İzmir’in böyle güzellikleri çok!
Bahsettiğim kulübün her hafta etkinliği var, denk gelirse onlara katılabilirsiniz 🙂